Eveeeet, geldik zurnanın zırt dediği o yere; lohusalık evresine. An itibariyle evladımla 51. günümün içindeyim. O meşhur ilk 40 günü atlattıksa da zırlama nöbetlerimiz ve düzensiz hayatımızda zerre kadar değişiklik olmadı. 'Hele bir ilk 40 günü atlat gerisi kolay, kırkınız çıksın da hele rahatlarsın, aman kırkı çıkmadan fazla şeyapma da sonra şeyedersin...' Eee çıktı işte. Noldu yani? Hala bir hafta önceki kadar uykusuz, ağlak ve asabiyiz.
Bizim bücür kolikmiş. Yaşayan bilir ne menem bir dert olduğunu. Bazen öyle bir ağlıyor ki, sanki babasını öldürdüm,kendisini otobanda dilendiriyorum. Tabi her ağlamasını illa bir şeye yoruyoruz: Aç mı acaba, altı pis kesin, ay acaba ağzı pamukcuk mu oldu, kız acaba tutarken bi yerini mi incittim,gazı var gazı, gaz değil naz naz...
Çok bodoslama daldım yazıya farkındayım. Nasıl başladı her şey? Hastaneden eve geldik, misler gibi yıkanmış yepyeni nevresimlerin içine yatırıldım önce. Sonra, süt arttırma temalı ne kadar yiyecek içecek varsa hepsine maruz bırakıldım. Garip garip tatlılar, şerbetler, çaylar... Bir yandan henüz kendine gelmemiş mütemadiyen uyuyan bir bebek söz konusu. Uyandırıp beslemek de bebek oyuncağı. Ne kolay kız buna bakması diye ortalarda kikirdeyen bir taze ana... Hastanede gecesi gündüzüne karıştığından sebep; eve geldi geleli durmaksızın uyuyan bir baba...
Bu durağan haller çok sürmedi pek tabi: Tuna ikinci haftası itibariyle dünyaya geldiğini farkederek hayatımıza sağlam bir giriş yaptı. İlk ağlama nöbetimizde aşırı panik yaptık, neredeyse biz de ağladık. İkinci de daha sakin, üçüncü de soğukkanlı derken şuan o ağlarken sohbete devam edebilecek kıvama geldik. Ebeveynlik❤️
Bir yenidoğanla annesi arasındaki bağ çok acayip. Lohusalık olayı da bu acayip bağdan sebep varolmuş; bakın anlatayım. Şimdi bilimsel olarak o salgılanan hormonlar, hormonların isimleri, tıbbi bilmem nesi benim uzmanlığıma girmiyor takdir edersiniz ki. Ben sadece işin alaylı kısmından, biraz da alaylı bir şekilde bahsedeceğim. Şimdi, minnoş birer hamileyken zihinlerimizde beliren görüntüler bir bebeğin en az beş aylık olmuş, agucuk bugucuk, gülmeli sevmeli halleri idi. Yani bakın hiçbir bebek ürünü reklamında bir yenidoğan oynatmazlar,fotoğrafını kullanmazlar. Bebek deyince aklımıza yenidoğanın şiş suratı, dokunmaya çekindiğin minnacık bedeni, pul pul derisi gelmez aklımıza. Ya bakın sakın muhalefet olmayın, öyle işte. Doğadaki diğer bütün canlılara göre insan yavrusu prematüre doğuyor, 3 ay erken. Neyse işte, bi doğuruyoruz; ta taa; hayatlar:
Önce bir şey anlamıyorsun aslında, etraf bir dolu insan, tebrikler, avuç kadar bebeği yalandan sevmeye çalışanlar, bilmem neler...
Sonra diyorsun, bu çok küçük, ne zaman büyür ki?
Gülmek yok, agu bugu yapmak yok, sevgine karşılık bir yüz ifadesi, bir dokunuş, ne bilim işte o uykusuzluktan göz kapaklarını kesmek üzere olan anaya en ufak bi teselli yok. Sadece emen, ağlayan ve altını pisleyen bir canlı. Gazlı bir de sıpa.
Bakın bir lohusa, bunun geçici bir evre olduğunu kavrayabilecek kapasitede asla değildir o anlarda. Orada, o anda, o uykusuzluk halinde ve o bebeğin o yenidoğan hali ile ilelebet kalacağına inanır. Sonra neymiş, anne bebekten soğumuş, anne bunalıma girmiş. Niye? Hormonlar. Bırak allasen. Bildiğin karşılıksız aşk ve onun acısı.
Gerçekten hayli zor bir bebeğe bakmak. Öyle okullarda falan öğrenilmiyormuş hehee, bakınız evlat 1. Teoride her şey çok pürüzsüz. "Bebeğime emzik vermeyeceğim." Ulan var ya, elimde emzik köle oldum alsın diye, çokomele batırıp vermeme az kaldı.
"Asla sallamayacağım."
Hehe, gel uyut sallamadan, gel ya valla çekinme, al yapabiliyosan çocuğu komple sana verecem, al valla al.
"Çocuğu kat kat giydirmeyeceğim, serine alıştıracağım."
Furkan sence bi çorap bi patik yeterli mi? Evet hem hırka hem yelek giydirdim. Yok be, ben üşüyom, sovuk hava baksana. (mayıs)
İşte öyle arkadaşlar. Biz de bu kervanın yolcusuyuz artık. O gülecek, güleceğiz. Ağlarsa ondan daha çok üzüleceğiz.
Kanun bu.
Çok iyi bir anne olamam muhtemelen. Ay ben gülerim:
Çizdiğim profil instagram annelerini tarafıma sövdürecek kadar savruk. Henüz kendisi çocuk olan, çocuk kalmak isteyen bir anan var yavrum, üzgünüm. O oyunların hepsini seninle gerçekten oynayasım geldiği için oynayacağım. 😂
Hah, adamımız da uyanmış. Binayı ayağa kaldırmadan gideyim.
Annelik rocks!😎



